15 Kasım 2007 Perşembe

Projenin Bilimsel ve Teknolojik Yönleri

Gürsoy’un (1999) ulaştığı sonuç şudur:

Fosil Yakıtlar (Petrol, doğalgaz v.b.) insanlar için kolay ve hazır enerji kaynaklarıdır. Çalışmadan, yorulmadan ya da göreceli olarak az çalışılarak kullanılan bu kaynaklar, bu kadar yoğun kullanım sonucu tükenecektir. Ayrıca bu yoğun kullanım sonucu, petrolün doğrudan kullanımı ve ulaşımına bağlı sorunları beraberinde getirmiştir. Petrol aranması, üretimi, taşınması, rafine edilmesi ve sonunda kullanılması ile havaya, suya ve toprağa her geçen gün artan oranda zehirli birleşikler karışmaktadır. Siyah altın diye bilinen bu maddenin daha karanlık bir yüzü vardır ki bu yüzüyle çevre tahribatı, su, hava ve toprak kirliliğine prim verir. Petrol bağımlılığı devam ettiği sürece de petrol insan yaşamında ve çevresinde tahribata devam edecektir. Günümüzde bile hala pek çok savaşın bir petrol savaşı olduğu unutulmamalıdır.

Greenpeace’in yayımladığı “Değişen bir iklimde Fosil Yakıtlar” adlı çalışma, fosil yakıtları ve nükleer enerjiden 100 yıl içinde kurtulmanın, işe hemen şimdi başlamak kaydıyla teknolojik ve ekonomik açıdan mümkün olduğunu göstermiştir.

Değişim Gücü” isimli bir başka çalışmanın örnekleri ise şunlardır:

İsrail’de güneş toplayıcıları. Her üç evin ikisinde kullanılan bu sistemin yeni oteller, kurumlar ve konutlarda artık yasal bir zorunluluktur. İsrail’de kullanılan güneş enerjisi birincil enerji gereksiniminin % 3’ünü sağlar. Yılda 300 000 ton petrolün yerini alarak, 1 000 000 ton CO2’nin yayılmasını önler. Günlük güneş enerjisinden yararlanılması, dünyada günlük 300 trilyon ton kömür yakılmasına eşdeğerdir. Başka bir hesaplamayla dünyamıza bir yılda düşen güneş enerjisi, dünyadaki çıkarılabilir fosil yakıt kaynakları rezervlerinin 15-20 katı kadardır.

Ülkemiz açısından da bu durum heyecan vericidir. Ülkemize düşen güneş enerjisi, tüm Avrupa ülkelerine düşen güneş miktarının toplamına eşittir. Yine ülkemiz topraklarına düşen ortalama güneş enerjisi miktarı metre kareye 4,2 milyon kalori; tüm ülke yüzölçümüne düşen olarak ise yılda toplam 111,5 TW’a denktir. Bu ise yılda 128 milyar ton taşkömürüne eşdeğerdir. Ülkemizin yılda almış olduğu güneş enerjisi: Bilinen kömür rezervimizin32, biline petrol rezervimizin 2200 katıdır.

Güneş enerjisinin depolanabilmesi ve diğer enerji çeşitlerine dönüşebilmesi, ısıl, mekanik, kimyasal ve elektrik yöntemlerle olur. Isıl depolama veya çevrimde: özgül ısı kapasitesi yüksek ve kolay bulunur ucuz maddeler kullanılır. Su, yağ ve çakıl taşı yatakları bunlar arasındadır. Mekanik depolamada güneşle çalıştırılan bir pompa ya da kompresör tarafından basılan yüksek basınçlı akışkan, uygun bir ortamda toplanır. Kimyasal depolamada hidrat tuzundan yararlanılır. Elektrik depolama da bataryalarla (akü) yapılır.

Güneşten enerji için en çok başvurulan çevrim yolları ise şunlardır:

· Güneş Enerjisinden Doğrudan Isı Enerjisi,

· Güneş Enerjisinden Doğrudan Elektrik Enerjisi,

· Güneş Enerjisinden Hidrojen Enerjisi elde etme.

Güneş enerjisi yeni ve yenilenebilir bir enerji kaynağı oluşu yanında, insanlık için önemli bir sorun olan çevreyi kirletici artıkların bulunmayışı, yerel olarak uygulanabilmesi ve karmaşık bir teknoloji gerektirmemesi gibi üstünlükleri sebebiyle son yıllarda üzerinde yoğun çalışmaların yapıldığı bir konu olmuştur. Binaların ısıtılması, soğutulması, endüstriyel, bitkilerin kurutulması ve elektrik üretimi güneş enerjisinin yaygın olarak kullanıldığı alanlardır. (http://www.koeri.boun.edu.tr/meteoroloji/enerji1.htm#GÜNES%20ENERJISI)

Güneş ısısını yakalamak Dünya’nın ateşini düşürmemize yardım edecektir, Bill Clinton, 1998

Hiç yorum yok: