29 Aralık 2008 Pazartesi

Evet, “tehcir” yapıldı ama...

Hasan PULUR TAMAM, doğru, Birinci Cihan Savaşı’nda Doğu Anadolu’daki Ermeniler, yerlerinden yurtlarından edilerek güneye zorla gönderilmişlerdir, buna “tehcir” denir. Peki, niçin? Bu soruyu soran yok, “tehcir” durup dururken başlamamıştır değil mi! Savaş sırasında Ermeni çeteleri Büyük Ermenistan hayalleriyle Türklere arkadan saldırmışlar, Osmanlı ordusunda asker olanlar silahlarıyla Ruslara geçmişler, Rus ordusunda Osmanlı’ya karşı savaşmış, yakıp, yıkıp öldürmüşlerdir. İşte bunun üzerine Osmanlı hükümeti “tehcir” kararı almıştır, isyan edenlere karşı her devletin alacağı bir “tedbir” vardır, “tehcir” de bunlardan biridir. “Tehcir” elbette “acılı” bir olaydır, ama silahsız, masum köyleri basmak, insanları katletmek de “tatlı” bir olay değildir. * * * RUS ordusu Kars, Erzurum ve çevresini işgal edip Sovyet ihtilaliyle çekildikten sonra buralarda ne olmuştur? “Nedense” demek yersiz ama, nedense, bu olayları görmezden gelirler, “özür dilemeyi” düşünmezler bile... Bugün size o günleri anlatan üç belgenin özetini göstereceğiz. (x) Birinci belge, Stockholm Sosyalist Konferansı’na, İstanbul’dan çekilen telgrafta şöyle denir: “Rus ordusunun geri çekildiği her tarafa Ermeni çeteleri girerek, her nevi öldürme, işkence ve yazıyla belirtilmesi imkânsız ırza geçme girişiminde bulunmakta ve yolları üzerinde gördükleri kadın çocuk ve ihtiyarları öldürmektedirler.” Telgrafı çekenler, İstanbul “Sosyalist” milletvekili Salah Cimcoz ve İzmir “Sosyalist” milletvekili Nesim Mazelyah’dır. * * * İKİNCİ belge, Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın Kars Ermeni topluluğuna çektiği telgraftır. Paşa, “Osmanlı Ermenileri”nin yaptıklarını Kars Ermeni topluluğuna şöyle anlatır: “Onların elleri kanlı, yüzleri lekelidir (...) Geçtikleri yerlerde ne hayat, ne namus, ne mal bırakmışlardır.” Karabekir Paşa, Kars’taki Ermenileri uyarmakta, bu canilere kapılmamalarını, ileri harekâta başlamadan önce, cevap beklemektedirler. * * * ÜÇÜNÇÜ belge, Erzurum, Deveboyu’nda konuşlanmış Rus topçu alayının kumandanı Yarbay Toverdohleyof’un yazdıklarıdır, aşağıdaki üç satır yeter: “(Ermeniler) ahaliyi bir yere doldurduktan sonra birer birer katletmişlerdir. Bu gece katledilenlerin sayısı 3 bine baliğ olmuştur. (...) Ermenilerin ileri gelenleri, katliamın önüne geçebilirlerdi. Bu geceki ve evvelki katliamlarda, Ermeni mütefekkirleri de eşkıyayla hemfikirdirler.” Rus Yarbay yazısını şöyle bitirir: “Ermeniler rüzgâr ektiler, fakat rüzgâr ekenin, fırtına biçeceğini unuttular.” * * * ÖZÜR dilemek elbette güzel bir davranıştır... Peki, bir gecede katledilen 3 bin Erzurumlunun ruhundan kim özür dileyecek?.. En büyük özür, bu olayları bir daha hatırlamamaktır. Biz varız! ————————- (x) Bu belgelerin orijinal kopyası, Genelkurmay Askeri Tarih Belgeleri dergisinin Aralık 1982 tarihli 81. sayısındadır.

18 Aralık 2008 Perşembe

YAŞAMIN SIRRI

Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir. 'Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir. Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır. Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.' Afrika Atasözü Çok çalışmak, emek harcamak, güven vermek, sevmek ve paylaşmak hayatın anlamlı olmasını sağlar. Her sabah uyandığımızda bir de böyle bakalım dünyaya. Unutmayın hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün uzun olması değil, iyi olması önemlidir.