29 Aralık 2008 Pazartesi

Evet, “tehcir” yapıldı ama...

Hasan PULUR TAMAM, doğru, Birinci Cihan Savaşı’nda Doğu Anadolu’daki Ermeniler, yerlerinden yurtlarından edilerek güneye zorla gönderilmişlerdir, buna “tehcir” denir. Peki, niçin? Bu soruyu soran yok, “tehcir” durup dururken başlamamıştır değil mi! Savaş sırasında Ermeni çeteleri Büyük Ermenistan hayalleriyle Türklere arkadan saldırmışlar, Osmanlı ordusunda asker olanlar silahlarıyla Ruslara geçmişler, Rus ordusunda Osmanlı’ya karşı savaşmış, yakıp, yıkıp öldürmüşlerdir. İşte bunun üzerine Osmanlı hükümeti “tehcir” kararı almıştır, isyan edenlere karşı her devletin alacağı bir “tedbir” vardır, “tehcir” de bunlardan biridir. “Tehcir” elbette “acılı” bir olaydır, ama silahsız, masum köyleri basmak, insanları katletmek de “tatlı” bir olay değildir. * * * RUS ordusu Kars, Erzurum ve çevresini işgal edip Sovyet ihtilaliyle çekildikten sonra buralarda ne olmuştur? “Nedense” demek yersiz ama, nedense, bu olayları görmezden gelirler, “özür dilemeyi” düşünmezler bile... Bugün size o günleri anlatan üç belgenin özetini göstereceğiz. (x) Birinci belge, Stockholm Sosyalist Konferansı’na, İstanbul’dan çekilen telgrafta şöyle denir: “Rus ordusunun geri çekildiği her tarafa Ermeni çeteleri girerek, her nevi öldürme, işkence ve yazıyla belirtilmesi imkânsız ırza geçme girişiminde bulunmakta ve yolları üzerinde gördükleri kadın çocuk ve ihtiyarları öldürmektedirler.” Telgrafı çekenler, İstanbul “Sosyalist” milletvekili Salah Cimcoz ve İzmir “Sosyalist” milletvekili Nesim Mazelyah’dır. * * * İKİNCİ belge, Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın Kars Ermeni topluluğuna çektiği telgraftır. Paşa, “Osmanlı Ermenileri”nin yaptıklarını Kars Ermeni topluluğuna şöyle anlatır: “Onların elleri kanlı, yüzleri lekelidir (...) Geçtikleri yerlerde ne hayat, ne namus, ne mal bırakmışlardır.” Karabekir Paşa, Kars’taki Ermenileri uyarmakta, bu canilere kapılmamalarını, ileri harekâta başlamadan önce, cevap beklemektedirler. * * * ÜÇÜNÇÜ belge, Erzurum, Deveboyu’nda konuşlanmış Rus topçu alayının kumandanı Yarbay Toverdohleyof’un yazdıklarıdır, aşağıdaki üç satır yeter: “(Ermeniler) ahaliyi bir yere doldurduktan sonra birer birer katletmişlerdir. Bu gece katledilenlerin sayısı 3 bine baliğ olmuştur. (...) Ermenilerin ileri gelenleri, katliamın önüne geçebilirlerdi. Bu geceki ve evvelki katliamlarda, Ermeni mütefekkirleri de eşkıyayla hemfikirdirler.” Rus Yarbay yazısını şöyle bitirir: “Ermeniler rüzgâr ektiler, fakat rüzgâr ekenin, fırtına biçeceğini unuttular.” * * * ÖZÜR dilemek elbette güzel bir davranıştır... Peki, bir gecede katledilen 3 bin Erzurumlunun ruhundan kim özür dileyecek?.. En büyük özür, bu olayları bir daha hatırlamamaktır. Biz varız! ————————- (x) Bu belgelerin orijinal kopyası, Genelkurmay Askeri Tarih Belgeleri dergisinin Aralık 1982 tarihli 81. sayısındadır.

18 Aralık 2008 Perşembe

YAŞAMIN SIRRI

Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir. 'Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir. Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır. Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.' Afrika Atasözü Çok çalışmak, emek harcamak, güven vermek, sevmek ve paylaşmak hayatın anlamlı olmasını sağlar. Her sabah uyandığımızda bir de böyle bakalım dünyaya. Unutmayın hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün uzun olması değil, iyi olması önemlidir.

28 Kasım 2008 Cuma

Girişimci Olmak

Serbest piyasa ekonomisi içinde,belirli riskleri göze alarak iş hayatına atılmak ya da yeni bir iş fikrini geliştirmek isteyen girişimci ne yapmalı, nasıl yapmalı,nereden başlamalıdır? ABİGEM yeni iş kurmak isteyen ya da yeni bir iş kolunda faaliyet göstermek isteyen girişimcileri ve şirketleri, danışmanlık ve eğitim hizmetleri ile desteklemektedir. Verilen hizmetler dahilinde katılımcılar için hazırlanan çeşitli kitap ve eğitim belgeleri bulunmaktadır. Bu sayfada, yapılmış olan çalışmalardan bazı başlıkları bulabilir girişimcilik konusunda daha detaylı bilgi ve dökümana ulaşmak için ABİGEM'le irtibat kurabilirsiniz. Yeni İş Kuracaklar için İş Planı(14.12.2005) Kendi İşini Kurmak ...bir işin oturması için zamana ihtiyaç vardır. Eğer bu kitabı, elde edeceğiniz fikirler ile bir gecede zengin olma hayali ile okuyorsanız, hemen bırakabilirsiniz. Çabuk çözümler diye bir şey yoktur. Böyle bir şeyi arzuluyorsanız, bir piyango bileti alıp dua etmeye başlamanızı önerebiliriz Kendi işini kuran herkesin yaşadığı tecrübe aynıdır, işin oturması ve kişisel menfaat olarak geri dönmesi için zamana ihtiyaç vardır. Yeni bir işe soyunan girişimci, ancak uzun zaman sonra çevresi tarafından başarısı hakkında kabul görmektedir. Harcadığı uzun zamanlar ve yoğun çalışmalar neticesinde bu noktaya ulaşabilmektedir. Hem de, bu çabalarının karşılığında muhtemelen çok küçük bir gelir elde ederek. Unutmayalım ki, çevreden kabul görmek faturaların ödenmesine yardımcı olmamaktadır. Girişimci, başlangıç aşamasının yavaş olacağının bilincinde olur ise, planlı bir şekilde büyüyebilir. İşin baştan kontrolsuz bir şekilde büyümesi, çoğunlukla yanlış kararlar alınmasına neden olur. Acele karar vermek veya maceraperest riskler almak, engel olunamaz başarısızlıklara yol açar. Bir kaç istisnası olmakla birlikte, dünyadaki en başarılı şirketlerin 10 yıldan daha uzun geçmişleri vardır. Bu nedenle, işinizi daha uzun vadeye yayarak düşünmelisiniz. Kısa yoldan tepeye ulaşmaya çalışan kuruluşlar, sadece kendisi gibi bu yolu tercih eden ve batan şirketler mezarlığına ulaşmaktadırlar. ...Bir çok girişimcinin idrak edemediği konu, bir işin oturma süresinin sadece bir kaç yıl değil, 7 ile 10 yıl arasında sürdüğü gerçeğidir. Daha önceki toplantılara katılanların bir çoğu bu hususu dile getirmiştir. İki üç yıl içinde servete kavuşacağını ümit ederek yeni bir iş kuran girişimciler, bu süre sonunda çoğunlukla hayal kırıklığına uğramaktadırlar. Birçok katılımcı, küçük bir işletmede zaman kavramının yanılmalara neden olduğunu ifade etmiştir. Bunun nedeni olarak, işin çılgın temposu içerisinde, birbirinden çok farklı sorumluluklar yüzünden günlük, anlık işler ile uğraşılmasını göstermiştir. Beş yıldır işin içinde bulunduğunu söyleyen katılımcılar, daha yolun başında olduklarını ve hala eski problemler ile uğraşmak zorunda kaldıklarını söylemişlerdir. Eğer henüz bir kaç yıllık girişimci iseniz, elde edilecek lüks otomobiliniz ufukta bir nokta gibidir. Sabretmek zorundasınız! "Kendi İşinizi Yönetmek Katılımcı Kitabı" hakkında detaylı bilgi için lütfen ABİGEM ile irtibat kurunuz. KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN STRATEJİ Uluslararası Şartlar Uluslararası işgücü politikalarının ve özellikle Avrupa İstihdam Stratejisi’nin, ekonomik yaşamda kadın - erkek eşitliğini sağlamaya öncelik verdiği görülür. Bu öncelik; istidamda kadın – erkek eşitsizliğini giderecek önlemleri alarak, bugün Avrupa Birliğinde % 51 oranında olan kadın işgücü istidam oranı ortalamasını 2010 yılına kadar % 60 ‘ın üstüne çıkarmak gibi nicel hedefleri içermektedir. Girişimcilik ve ekonomik refah arasındaki doğrudan ilişki bilindiğinden, Avrupa Birliği’nde erkek girişimcilere kıyasla daha düşük olan kadın girişimci oranını yükseltme ihtiyacını gören Avrupa Birliği ve Ulusal Hükümetler, kadın girişimciliği yüreklendirecek politika ve teşviklerle ilgili bir çerçeve hazırlama gereği duymuşlardır. "Kadın Girişimciler İçin Strateji" belgesinin tamamına ulaşmak için tıklayınız. GİRİŞİMCİLİK ve İSTİHDAM İLİŞKİSİ İşsizlik ve istihdam konuları Türkiye’nin ve diğer bir çok ülkenin en önde gelen sorunlarından biri olma özelliğini uzun yıllardan beri korumaktadır. Özellikle nüfus artış hızının yüksek olması ve teknolojideki gelişmeler sonucu işletmelerdeki otomasyon artışı ve kol gücüne duyulan ihtiyacın giderek azalması, işsizlik artış hızına olumsuz etki yapmaktadır. İşsizlik ile mücadelede gelişmiş Avrupa ülkeleri dahi - nüfusun artış hızının düşük olmasına rağmen- istedikleri başarıyı gösterememişlerdir. Türkiye’ deki duruma baktığımızda ... Rahmi AKSU-Özelleştirme İdaresi Başkanlığı – Dünya Bankası Özelleştirme Sosyal Destek Projesi – İşgücü Destek Grubu ( İDG ) – Koordinatörü ABİGEM Uluslararası KOBİ Destekleri Konferansı 9-11 Haziran 2005 / Sunum "Girişimcilik ve İstihdam" belgesinin tamamına ulaşmak için tıklayınız. KOBİLERE YÖNELİK FİNANS SAĞLAMA GİRİŞİMLERİ VE YARATACAĞI SONUÇLAR Her parasal kaynak aynı kapıyı açmaz, Bu yalnızca paraya erişimle ilgili bir sorun değildir aynı zamanda bir şirketin yaşam döngüsü ve satışları ve pazar hakimiyeti ile de ilgilidir. Bir finansal kaynağa ulaşmaya çalışma, işin en zorlu kısmını oluşturmaktadır. Bu anlamda girişimcilerle yatırımcılar arasındaki bilgi akışında bir dengesizlik bulunmaktadır.Yatırım açısından hazır olmak gereklidir.Bölgelerimizde halen yapmamız gereken çok şey mevcuttur. Sn Christian Saublens -European Business Angel Network ABİGEM Uluslararası KOBİ Destekleri Konferansı 9-11 Haziran 2005 / Sunum "KOBİ'lere Yönelik Finansman Sağlama Girişimleri ve Yaratacağı Sonuçlar" belgesinin tamamına ulaşmak için tıklayınız. Not:Yazının alındığı siteye göz atmak için tavsiye edilen siteler Avrupa Birliğinin Kobilere Yardım Paketi linkine tıklayın.

NE İŞ YAPMALI ?

Türkiye'de ve dünyada her gün birçok yeni fikir yeni oluşumlara ve yeni şirketlere dönüşmektedir. Yeni bir iş fikri oluşturup onu karlı bir işe dönüştürmek kişilerin ve firmaların başarılarının bir göstergesidir. İş fikirlerinin uygulamaya geçirilmesi sırasında ortaya çıkabilecek sıkıntıları aşabilmek ve mevcut kaynaklardan en etkili şekilde yararlanmak için araştırmaya zaman ayırmak gerekir.Başarı potansiyeli olabilecek bir iş fikri hayata geçirilirken, uygulamada bu fikrin önündeki engel ve güçlüklerin bilinmesi gerekir. Bir ön değerlendirme sonunda elenen fikirler aşağıda listelenen benzer soruları da yanıtlamalıdır: • Sunulmak istenen ürün/hizmet yeterince berrak bir şekilde tanımlanabiliyor mu? • İş fikrinin gerektirdiği temel yetenekler nelerdir? • Bu ürün/hizmeti kim neden talep edebilir? Talep nasıl yaratılabilir? • Pazarın potansiyel büyüklüğü ne kadardır? • İşin gerektirdiği çaba ve deneyim, işletmenin özelliklerine uygun mudur? • Kurum olarak tek başına bir girişim mi, ortak bir girişim mi tercih edilmelidir? • Mevcut bir işletöeyi devralmak mı yoksa yeni bir işletme kurmak mı daha avantajlıdır? • İş kurmak için uygun zaman ve uygun yer tanımlanmış mıdır? İş fikrine ulaşıldıktan sonra, bir yandan "iş fikrinin yapılabilirliliğini araştırmak" bir yandan da paralel olarak bir "iş planı" hazırlamak zaman kazandıracaktır. YENİ İŞ FIRSATLARI Motosiklet pazar hacmi giderek yükseliyor.(27.12.2005) Ucuz Uzakdoğu markaları ve kredi kartlı kampanyalar motosiklet satışlarını patlattı. 2006'da 500 bin motosiklet satılacağı tahmin ediliyor. Aksesuar satışlarıyla birlikte pazar hacmi 1.5 milyar dolara ulaşacak... İnternet alanında yeni iş fırsatları (25.10.2005) • İçerik operatörlüğü : İnternetin yaygınlaşması, ortaya bu alanda uzman kişilere olan ihtiyacı artırıyor. Farklı içerikler oluşturup, talep edenlere satabilirsiniz.İçerik belirleyip bunları bazı sitelere satabilirsiniz. • Şirketlere çöpçatanlık: Batılılar buna "matchmaker" diyorlar. NASIL BAŞLAMALI: Ekonomik güç sahibi olma arzusu, bir çok girişimcinin bilgi ve becerilerine güvenerek kendi işini kurmak için motive etmektedir. Son zamanlarda artan hizmet sektörüne yönelik talep, küçük işyerlerinin sayısının çok hızla büyümesine neden olmuştur. Yeterli bilgi ve beceri sahibi olmayan bazı girişimcilerin başarısızlığa uğramasına rağmen, küçük işyerleri çabalarını doğru bir şekilde yönlendirmeleri halinde karlı işletmeler olabilirler. İş hayatında başarı kaza ile olmaz. Hem iş konusu üzerinde hem de yöneticilik konusu üzerinde bilgi beceri sahibi olmak gerekir. Bir çok kişinin iş konusu ile ilgili iyi fikirleri vardır, ama bu iyi iş yönetim becerilerine sahip olmak demek değildir. Eğer karlı bir işi yürütebileceğinizi düşünüyorsanız, mutlaka bir “İş Planı” ile başlamalısınız. ABİGEM girişimcilere işe nasıl ve nereden başlanacağı konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Bu sayfada, yapılmış olan çalışmalardan bazı başlıkları bulabilir daha detaylı bilgiye ulaşmak için ABİGEM ile irtibat kurabilirsiniz. Zaman Yönetimi İster tecrübeli ister tecrübesiz bir işadamı olun, küçük bir işletmenin planını yaparken ilk olarak üzerinde düşünmeniz gereken konu zamanınızın planlanması olmalıdır. Bazı kişilere, disiplin içinde iş saatlerine uygun şekilde çalışmak zor gelir. İşinize ne kadar zaman ayıracağınıza karar verebilmek için, taslak bir haftalık plan hazırlayarak başlayın. Bunu yaparken, muhtemel sorumluluklarınızı listeleyin ve karşılarına ne kadar zaman ayırmanız gerektiğini belirtin. < span>İşyeri Mekanının Değerlendirilmesi Yapmayı düşündüğünüz iş ile ilgili olarak negatif ve pozitif unsurları belirledikten sonra , potansiyel problem olabilecek yasal ve toplumsal konuları inceleyiniz. Planladığınız işin yapılmasını engelleyici hususlar ya da bunları gidermek için çok yüksek maliyetli tadilatlar gerekebilir. Ülke kanunlarını ve belediyenin kurallarını araştırmak gerekir. İş Planı Hazırlamak Neden bir iş planı hazırlamalısınız? İş planı yaparak düşünceleri yazıya dökme işlemi, kendinize bir hedef belirlemenizi, işinize eleştirisel ve duygusal olmayan bir bakış açısı ile bakmanızı sağlar. Doğru hazırlanması ve kullanılması halinde bir iş planı, işinizi başarı ile yürütebilmeniz için çok yardımcı olacak bir araçtır. İyi hazırlanmış bir iş planı, işiniz için gerekecek finansmanın bulunabilmesi için, fikirlerinizin başkalarına ulaştırılmasını sağlar.İş hayatında başarı şansınızı artırır. İş planı nasıl hazırlanmalıdır , hangi başlıkları neden içermelidir konularında detaylı bilgilere ABİGEM'den ulaşabilirsiniz.http://www.abigem.org/TR

24 Kasım 2008 Pazartesi

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Çağdaş Eğitim,erdem,akıl ve inanç değerleri birikiminin günümüzdeki düzeyi çerçevesinde ,kişinin kendi özgün ihtiyaçlarının gerektireceği ve kişinin kendisince farkına varılacak bilgi,beceri,tutum ve davranışların, yine kişinin kendi öğrenme profiline uygun biçimde öğrenilmesi için uygun ortamların yaratılıp sürdürülmesine yardımcı olunması sürecini sağlayan cefakar öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.

16 Kasım 2008 Pazar

BAŞARISIZLIKTAN NASIL MENFAAT SAĞLANACAĞINI BİLMEK BAŞARININ ANAHTARIDIR

Çocuklarınız hergün sizin hayattan nasıl menfaat sağladığınızı ve başarısızlıkların sizin gelişmenize nasıl yardımcı olduğunu görürlerse ilerdeki hayatlarında kendilerine yeni bir fırsat vermenin ne kadar önemli olduğunu anlar ve bu konuda cesaret sahibi olurlar.Israrcılık her zaman başarılı insanlarda bulunan bir niteliktir.Bu konuda bir örnek kâşif Fridttjof Nansen’dir ve ortağı Arctic bir arazide kaybolmuşlar ve kısa bir süre sonra da yanlarındaki erzakları tüketmişler. Köpekler ve koşum takımları da dahil olmak üzere her şeyi yemişler. Çevrelerinde insan varlığı olmaksızın boş ,soğuk ve cansız bir arazide yürümeye devam ederken,Nansen’in ortağı pes etmiş, karların ortasına yatmış ve ölmüş. Oysa, Nansen’in İradesi yenilgiyi kabul etmeyecek kadar güçlüymüş.Düşünmeye başlamış:” Bir adım daha atabilirim, sadece tek adım daha” ve aynen düşündüğünü yapmış.Kaybolan kaşifleri aramak için gönderilmiş olan Amerikan heyetine rastlayana kadar sürüne ,sürüne zorla yürümüş ve başarmış. Yaptığınız işe ısrarla devam ederseniz, hiçbir zaman nereye varacağınızı bilemesiniz. Nansen aynen böyle yaptı. Ayrıca oturduğunuz yerden hiçbir şey elde edemeyeceğiniz de açık bir durumdur.

14 Kasım 2008 Cuma

BİZ BÖYLE OKUDUK

Tek bir oda tutup Birkaç kişi kalırdık Nerde o tüplü ocaklar Fırınlar, tost makineleri O zaman gaz ocakları vardı Onu da herkes alamazdı Köyden getirdiğimiz ekmekler Yoğurt,yağ ve peynirler Bizim haftalık yiyeceğimizdi Ekmekleri farelerle ortak yerdik Nerde saklarsak bulur kemirirlerdi Bizde yenilen kısmı kırıp atar Geriye kalanları yerdik BİZ BÖYLE OKUDUK Nerede lokantada yemek Helvayla beyaz ekmek bile Çok lüks bir yiyecekti Doyana kadar yemek Her öğrenciye nasip değildi Babalarımızda para mı vardı Fakirlik dolu o 1960’lı yıllar Her köyde maaş alanlar sayılıydı Okula giderken tavuk ve yumurta Bazanda çekirdek verirlerdi Şansımız varsa onları satar Haftalık harçlık yapardık BİZ BÖYLE OKUDUK İlçede kış hayli ağır geçerdi Odun bitince diş dişe vururduk Ama mücadelemiz bitmezdi Yatakların içine girer Dersimize öyle çalışırdık Mahrumiyet bir ilçeydi Şavşat En şanslı alanımız sinemaydı Her şeyi orada görür Dünyayı orada tanırdık Ama biz yetinmesini bilirdik Kitapları aramızda değişir Flimleri karşılıklı anlatırdık BİZ BÖYLE OKUDUK Biz radyo çocuğuyduk Televizyonun adını duymuştuk Şimdiki gençlerde çıta yüksek Onlar tazı gibi atlıyorlar Televizyonu transit geçtiler Bilgisayarda at koşturuyor İnternette cirit atıyor Ceplerle dalga geçiyorlar Onlar zoru başarıyor Kolaydan kaçıyorlar İsrafil Şentürk

12 Kasım 2008 Çarşamba

SEVGİ İLE DİSİPLİN

Ailesi Tarafından Sevgi ile Disiplin Edilmeyen Bir Çocuk kendisini reddedilmiş Hisseder.Kişisel özgüveni zarar görür. Disiplin ve kurallar kainatın doğal temelleridir.Çocuğun küçük dünyası aile tarafından sevgiyle disipline sokulmamışsa, dünya tarafından genellikle sevgi gösterilmeksizin disipline sokulacaktır. "Hiçkimse sevdiği ve memnun olduğu şeyleri yaparak büyük bir insan olamaz"Küçük insanlar istedikleri şekilde davranırlar, büyük insanlar yüceliklerinin ülkesini idare eden kurallara kendisini teslim ederler. Boşanmakta olan ailelerde,çocuğa hangi ebeveynde yaşamak istediği konusunda seçim yaparken.Çocuk böyle bir durumda kaldığında, genellikle kendisine daha sert ve beklenti dolu davranan, daha disiplinli olan ebeveyni seçer.

10 Kasım 2008 Pazartesi

Pazarlama ve Satış Okulum Nedir?

İşin, mesleğin ve sertifikan seni bekliyor. Satış okulum, Türkiye'nin ihtiyacı olan satış uzmanlarını yetiştirme ve yerleştirme programıdır . Hızlı kariyer yapmak veya kendi işinizde başarılı olmak için en önemli ihtiyacınız pazarlama ve satış tekniklerini ögrenmenizdir. Pazarlama ve Satış Okulum sizlere Türkiye'nin en iyi eğitmenleri ve eğitim sistemiyle bu imkanı sağlar. Çalışma Sistemi 10 Şehirde 12 Salonda Hizmet Afm Sinemalarında Yayın Canlı Yayınla Sunuş Sms Ve E-mail İle İnteraktif Katılım Haftada 2 Gün Toplam 8 Gün Tavsiye Edilen sitelerde : Satış okulum nedir sitesini Ziyaret ediniz.

9 Kasım 2008 Pazar

Hayatınızı Değiştirin

Silva Metodu 50 yıl önce Jose Silva tarafından geliştirilmiş dinamik ve yaşamınızı değiştiren bir . Çok kolay Metot, bilimselliği kanıtlanan 16 zihin egzersizinden oluşur ve çok kolay uygulanır. Tüm kolay ve yalın olan şeylerin etkileyici olduğu gibi Silva Metodu da etkileyicidir. Çünkü bu çok kolay uygulanan metotla mutlaka sonuç alınır. Temeli Neye Dayanır Silva Metodu; nasıl düşünmeniz gerektiğini, inançlarınızı ve hayat deneyimlerinizi etkileyen davranışlarınızı temel alır. Silva Metodu’nun amacı; sizlere beyninizi nasıl daha fazla kullanabileceğinizi ve zihninizin gizli kalmış yeteneklerini nasıl geliştirebileceğinizi öğretmektir. Mutluluğumuzun Anahtarı Bizdedir Düşüncelerimizi kontrol etmeyi başardığımızda, yaşamımızı bilinçli bir şekilde biçimlendirerek daha mutlu oluruz. Nasıl mı? Seçimlerimizle. Nasıl mı? Düşüncelerimizle. Nasıl mı? Zihnimizle. Hiçbir şey imkansız değildir. Zihnimizle mucizeler gerçekleştiriyoruz ve bunu bir tek biz insanlar yapabiliyoruz. İşte bu nedenle diyoruz ki, yaşamın tüm sorumluluğu bizim elimizdedir. Bu Bir Sihir Değil; Bu Silva Metodu’dur Uygulamalarla adım adım, odaklanma yeteneğinizin yükseldiğini, zihninize gelen bilgilerle yaratıcılığınızın arttığını, aynı zamanda düşüncenizin genişlediğini fark edeceksiniz. Bunun sonucunda, sorunlarınızı daha kaliteli ve yaratıcı fikirlerle çözebileceğinizi deneyimleyerek algılayacaksınız. Gizli kalmış “Duyum Ötesi Algılama, Yönlendirme, Tasarlama” yeteneğinizi sadece Silva Metodu’yla geliştirebilirsiniz. Daha Kaliteli Bir Yaşam Silva Metodu ile milyonlarca kişi zihinlerinin inanılmaz gücünü keşfederek yaşamlarını olumlu yönde değiştirdiklerini, hayallerini gerçekleştirdiklerini, çeşitli kronik hastalıklardan kurtulduklarını, sınavlarda daha başarılı olduklarını, iş bulduklarını ve yaşam kalitelerini arttırdıklarını söylüyorlar. Tavsiye edilen sitelerde: Beynimizin sağ yarım küresinin kulanımını seçerek siteyi ziyeret edersiniz

5 Kasım 2008 Çarşamba

AİLE ORTAMINDA, KİBAR BİR İLETİŞİM ŞEKLİ BULAŞICIDIR

Çocuklarınıza Sizden bir şey isterken lütfen kelimesini kullanmalarını öğretmelisiniz:” Anneciğim, lütfen bana biraz daha süt verirmisiniz?” veya”Baba, lütfen bana ayakkabılarımı çıkartmakta yardımcı olur musun ?”Aynı şekilde siz de öğrettiğiniz şekilde konuşmalı, aynı yöntemi uygulamalısınız “Lütfen yatağını düzelt”ya da “Lütfen sessiz ol “Çocuğunuz sizin söylediğini yapınca ona “Teşekkür ederim” demelisiniz.Bu otoritenizi

Sarsmadan kibar olabilmeniz için uygulanabilir bir yöntemdir. Çoğu aileler iletişim kurmazlar, onlar sadece konuşarak vakit geçirirler.Çocuklar sizin kendinizi ve olayları kontrol ettiğinizi gördüklerinde, buna yumuşak, kendine güvenen bir ses tonu ile karşılık verirler.

Aziz Francin de SAyLES şöyle der,”Hiçbir şey kibarlık kadar güçlü değildir; hiçbir şey gerçek güç kadar kibar değildir.”.Gerçek otorite ılımlı ve kibardır fakat diğer yandan katıdır.,kesinlikle kontrolunuzu kaybettiğiniz anda, arkadaşlarınızı ve onların saygılarını da kaybetmiş olursunuz.

4 Kasım 2008 Salı

ANNE VE BABANIN ARASINDAKİ İLETİŞİMDE ÇOCUĞUN FONKSİYONU

Çocuk anne babanın birbirlerine çok az saygı ve anlayış gösterdiği, birbirleri ile sık, sık sözlü ya da fiziksel tartışmalara girdiği bir ortamda büyürse, evliliğin bir savaş yeri olduğuna, ailenin sevinç verici ve eğlendirici bir kurum olmaktan ziyade idare edilmesi gereken ve hatta mümkün olduğunca erken terk edilmesi gereken bir şey olduğununa tüm kalbiyle inanacaktır. Eğer çocuk böyle bir ortamda ebeveynlerden birinin yanında diğerine karşı cephe alırsa durum daha da karışabilir. çocuk büyüdükçe ebeveynlerini ustaca idare etmek konusunda tam bir uzman olur. Böylece ebeveynlerden her biri çocuğun onayını kazanmaya çalışma eğilimi gösterir. Her iki ebeveyn de çocuğa akıl almaz imtiyazlar tanıyarak ve teklifler getirerek ikiye karşı bir üstünlüğünü kazanma savaşına girerler, böylece yıkım ve zıtlık dönemi başlar.İki banyolu evler işbirliğini,TV. karşılıklı konuşmayı ve ikinci bir araba birlikteliği yok etti Beyaz yayınları “ Olumsuz bir dünyada olumlu çocuklar yetiştirmek “Kitabından alınmıştır.

3 Kasım 2008 Pazartesi

OLUMLU ÇOCUKLAR NASIL YETİŞTİRİLİR ?

Olumlu çocukların yetiştirilmesi tamamen bir takım çalışması gerektirir. Bu ne kadının görevi, ne de erkeğin görevidir..Fakat her iki eşin çalışmakta olduğu ailelerde, erkekler yemek hazırlamanın, mutfağı temizlemenin, çocukların ödevleriyle ilgilenmenin, çocukları yatağa yatırmanın tamamen kadının ve annenin yapması gereken bir iş olduğu odaklanmışlardır. Bu çok yanlış bir düşünce tarzıdır. Çocuk yetiştirmede eşlerden her ikisi de ortak paydada birleşir. İş paylaşımı yaparlarsa, işte o zaman olumlu çocuklar yetiştirirler.

2 Kasım 2008 Pazar

UZUN BOYNUZLU ÖKÜZ

(Bu bir hikâyedir) Geniş bir düzlük alan da bir zamanlar öküz sürüsü ile aslan sürüsü birlikte aynı alanı paylaşırlarmış. Her zaman aynı alanı paylaşmada kavgaları hiç bitmezmiş. Öküz sürüsünden aslanlar hiçbir zaman bir öküzü avlayamazlarmış. Öküzler birlikte olunca aslan sürüsünü her zaman kovalarmışlar. Aslanların yaşlı birisi bir gün öküz sürüsüne gelmiş, demiş ki biz her zaman birbirimizle kavgalıyız. Gelin bir anlaşma yapalım. Biz sizi rahatsız etmeden burada barış içerisinde yaşayalım. Öküzlerin lideri demiş ki bu işi nasıl başaracağız. Sizin şu uzun boynuzlu öküzü bize verin. Biz bir daha sizinle kavga etmeden aynı ortamda birlikte yaşayalım. Öküz sürüsü toplanıp kararını vererek Uzun boynuzlu öküzü aslanlara teslim etmişler. Aslanlar bir güzel uzun boynuzlu hayvanı yemişler. Uzun bir süre barış içinde yaşamışlar. Sonra bir gün yine yaşlı aslan tekrar öküz sürüsüne gelip, öküz liderine, şu sizin sarı öküzünüz her zaman sabah kalkınca bizim iştahımızı kabartıyor. Bu öküzü de verin sizinle yine barışımızı devam ettirelim. Öküz liderleri, bu sarı öküzü de aslanlara teslim ediyorlar. Yine bir süre barış devam ediyor. Yaşlı aslan yine öküz sürüsüne geliyor. Şu sizin uzun tüylü, uzun kuyruklu öküzünüz, güneşli havalarda kuyruğunu sallarken bizim iştahımızı kabartıyor. Bunu da verin, barış içerisinde yaşamaya devam edelim. Uzun süre bu anlaşma devam etmiş. Bir gün öküz sürüsü üç adet kalmış. Birbirleriyle görüşürken biz bu duruma neden düştük, bu hatayı nasıl yaptık. Öküzlerden biri söz almış şöyle demiş, biz ne zaman ki uzun boynuzlu öküzü aslanlara teslim ettik işte bu hatayı o zaman yaptık. Bu andaki Türkiye Cumhuriyet’inin sahip olduğu topraklar Osmanlı topraklarının yüzölçümünün 33 parçasından ancak birine sahibiz. Osmanlı topraklarını böyle parçalandılar. Sıra Türkiye Cumhuriyet’ine geldi; biz Cumhuriyet’imize sahip çıkalım. Ne aldatalım ne aldanalım. Birlik ve beraberliğimizi koruyalım.

29 Ekim 2008 Çarşamba

En Değerli Öğretmen Annedir.

Çocuğunuza ahlaki değerleri öğretirken bunları ona bir bardak süt içirirmiş gibi transfer edemezsiniz, bu değerleri doğumdan önce vermeye başlamalısınız, Aksi takdirde çocuğunuz bunları alamaz ve bu değerler birkaç kolay dersle çocuğa öğretilemez,Bu iş uzun bir zaman alır ve ne kadar becerikli ve kabiliyetli olursa olsun herhangi bir okulda çalışan hiçbir öğretmen annenin ihmalkar davrandığı birkaç yılı telafi edemez.

21 Ekim 2008 Salı

ÇOCUKLAR ÖĞRENDİKLERİNİ YAŞARLAR

Eğer bir çocuk tenkitle yaşamışsa,

Kınamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk kin ve düşmanlıkla yaşamışsa,

Saldırganlığı öğrenir.

Eğer bir çocuk alayla yaşamışsa,

Utangaç olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk utanç ve yüzkarası ile yaşamışsa,

Kendini suçlu hissetmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk teşvik ile yaşamışsa,

Kendine güvenmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk övgü ile yaşamışsa,

Taktir etmeği öğrenir.

Eğer bir çocuk hakkaniyet ile yaşamışsa,

Dürüstlüğü öğrenir.

Eğer bir çocuk güvence içinde yaşamışsa,

Sadakat ve itimattı öğrenir.

Eğer bir çocuk tasdik edilerek yaşamışsa,

Kendisini sevmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk arkadaşlık ve onama ile yaşamışsa,

Dünyayı sevmeyi öğrenir.

16 Ekim 2008 Perşembe

Çocuk Nasıl Yetiştirilir

Sevgili Anneler ve babalar;Çocuklarınız sürekli bir büyüme ve değişme içindedir. Sizin çocuğunuz olsa da sizden ayrı bir kişilik geliştirmektedir. Onu tanımaya ve anlamaya çalışın. Çocuğunuz, yaşamı deneme ve taklit yoluyla öğrenir. Ona ayak uydurmakta zorluk çekebilirsiniz. Onları oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarında özgür bırakın. Onu her yerde ve her zaman koruyup kollamayın. Onu, küçük diye şımartmayın. O zaman çocuğunuz hep çocuk kalmak ister. Çocuksu davranışlar sergiler. Her istediğini istediği zaman elde edemeyeceğini onlara öğretin. Onlara, yerli yersiz söz vermeyin. Sözünüzü tutamazsanız sizlere olan güveni azalır. Çocuğunuza kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığını görünce onu sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakları ona, “aile kuralı” olarak benimsetin. Çünkü hiç kısıtlanmayınca ne yapacağını şaşırırlar. Ona karşı tutarsız davranışlar sergilemeyin. Çünkü onlar, tutarsız davranışlarınız karşılığında hem bocalar hem de onlardan yararlanırlar. Çocuğunuza sürekli nasihat vermeyin. Onlar nasihatinizden daha çok davranışlarınızdan etkilenirler. Yanlış yapmaktan korkmayın. Çünkü çocuklar, bunları çabuk unutur. Birbirinize karşı saygı ve sevgiyi koruyun. Aranızda saygı ve sevginin azaldığını görmek onları yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Çünkü onlar yüksek sesle konuşulanları pek duymazlar. Yumuşak ve kesin sözler, onlarda daha iyi iz bırakır. “Ben senin yaşında iken....” vb. sözlerle asla kulak asmazlar. Kendinizle özdeşleştirmeyin. Onları olduğu gibi kabul edin. Yanılma payı bırakın. Küçük yanılgılarını büyük suçmuş gibi başına kakmayın. Korkutup, sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yaramazlıkları için onları kötü çocukmuş gibi yargılamayın. Yanlış davranışları üzerine durarak düzeltin. Ceza vermeden önce mutlaka onu dinleyin. Suçunu aşan cezalar vermeyin. Onu dinleyin. Çünkü öğrenmeye en yatkın olduğu anlar, soru sorduğu anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Gerçekleri söyleyin. Soru sorma şevkini kırmayın ve özenle cevaplandırın. Onları, yeteneklerinin üstünde işlere zorlamayın, başarabileceği işler için güdüleyin. Ona, güvendiğinizi belli edin, onu destekleyin ve çabasını övün. Onu başkalarıyla karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılmasın. Yaşının üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Öğrenmesi için zaman tanıyın. Dürüst davranmadığı zaman, çok fazla üstüne gitmeyin. Onu, yalan söylemeye sevk etmeyin. Sizi çok bunaltsa da soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızabilirsiniz, ama onu aşağılamayın. Yoksa o da sizi yabancıların yanında güç duruma düşürebilir. Çocuğunuza karşı haksızlık ettiğinizi fark ettiğinizde, ona açıklamaktan korkmayınız. Açıklamalarınız, sizi ona daha çok yakınlaştırır. Bunu zayıflık olarak görmeyin ve kullanmasından korkmayın. Unutmayın ki, çocuğunuz sizi olduğunuzdan daha iyi görür. Kendinizi ona karşı yanılmaz ve erişilmez olarak göstermeye çabalamayın. Ondan “örnek çocuk” olmasını beklemeyin. Çünkü o, sizden kusursuz olmanızı beklemiyor. Sevecen ve anlayışlı olmaya çalışın. Çocuğunuza zorla yemek yedirmeye çalışmayın. Yemek yedirirken rahat davranın ve sağlıklı yiyecekleri alternatif olarak sunun. Çocuğunuz onlar arasından seçimini yapacaktır. Çocuğunuzun yeme isteğini yükseltin. Yediğinden emin olduğunuz yemek veya yemek çeşitlerini mutlaka sofrada bulundurun Yemek saatinden önce abur cubur şeylerle onun karnını doyurmayın. Yemek saatinde, onun acıkmış olması gerekmektedir. Yemeklerin görüntüsünün iştah açıcı olmasına dikkat ediniz. Tatlıyı (çikolatayı, şekeri...) yemeklere karşı rüşvet olarak kullanmayınız. Böylece tatlının yemeklerden daha çekici olduğunu düşünmezler. Yemek ya da yemekler arasında seçim yapabilirler. Herkes için yemek pişirmeyin, onun sevmediği yiyecekleri yenileriyle karıştırın. Yemek saatlerinin bütün ailenin zevk aldığı bir zaman dilimi olmasını sağlayın. Çocuklarınız, dövüşür, atışır ve kavga ederler. Kavgayı önleyemezsiniz ama onunla baş etme ya da daha aza indirmek sizin elinizdedir. Çocuklar genellikle günün belli saatlerinde ve belli durumlarda kavga ederler. Kavganın gerçek nedenini saptamak için ailenizi çok iyi gözlemleyin ve bunlara çözüm bulmaya çalışın Çocuklarınız kavga ettiği zaman hakemlik yapmayın, “kim başlattı” vb. sözlerle tartışmanın içine girmeyin. Onlara kavgalarla baş etme sorumluluğunu verin. Odadan çıkın, onların sizi kullanmasına izin vermeyin. Ancak olayın kötüye gittiğini hissettiğiniz durumlarda araya girin. Unutmayın; olayın ne kadar dışında kalırsanız çocuklarınız da kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözmede o kadar yaratıcı olacaklardır. Çocuklarınıza birbirlerine sevgilerini göstermelerini onlara öğretin. Çocuklarınız, zaman, zaman şiddet duygusuna kapılabilirler. Bunu engelleyemezsiniz. Ama şiddet davranışlarını engelleyebilirsiniz. Bunun için çevreyle ilişkilerinde şiddet hareketlerine sapmalarını engelleyecek kurallar koyun ve bunları ödün vermeden uygulayın. Şiddet duygularını bastırmayın, duygularını size dökmesine fırsat verin. Böylece onları rahatlatmaya çalışın. İçten içe şiddet ve nefret duygularının gelişmesini engeller. Çocuklarınıza kitap sevgisini, küçük yaşlarda kazandırmaya çalışın. Çünkü onlar 0-6 yaşta ne almışlarsa 70 yaşında da o birikim iledir. Kitaba karşı ilk ilgi ve merakın uyanması, okuma öncesi dönemine rastlar. Çocuğun eline verilen bol renkli, resimli kitaplar, ona anlatılan çeşitli öyküler, masallar, oyun oynama düşlerine seslenen dizeler, tekerlemeler bu dönemde çok önemlidir. Çocuğun resimli kitabı eline alıp, kendi kendine yüksek sesle bir şeyler okuyup anlatıyormuş gibi yapması, çözemediği gizemli harflerin ardından çeşitli dünyaların da olduğunu, kavradığını gösterir. Okumayı öğrendikten sonra, harflerin ötesinde heyecan uyandırıcı, şaşırtıcı renkli dünyaların kimsenin yardımı olmadan kendi kendine çözümlemeye başlar. Artık kitap okuma çocuk için ayrılmaz bir bütün olur. Okumak; düşünerek, benimseyerek, özümseyerek bireyin hayat görüşünü belirler. Çocuklarınızın sevgi, dostluk, barış ve iyi değerleri içeren konulu kitapları okumasını sağlayın. Vurdulu, kırdılı, ezberciliğe dayanan, kin ve nefret konulu kitapları okumalarına izin vermeyin. Çocuk kitaplarında çevre, barış, eğitim, sevgi ve aşk, kadın erkek eşitliği, insan hakları, kuşaklar arası çatışma, geleneklerle hesaplaşma gibi kavramlarına yer verilmelidir. Bağnazlık ve ön yargıdan uzak olmalı, ırk üstünlüğü ve din ayrımı gibi inançlar aşılanmamalı, yurt sevgisi ve ulusal değerler aşılanmalıdır. Uluslararası düşmanlıklar körüklenmemeli, yiğitlik abartılmamalıdır. İnsan, çocuğa olumlu ve olumsuz yönleri ile tanıtılmalı, katı ahlak kuralları yerine insani değerler, hoşgörü ve esneklik esas alınmalıdır.

5 Ekim 2008 Pazar

OLUMSUZ BİR DÜNYADA OLUMLU ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK

Sevgi bilgi ve çalışmanın ne vatanı,ne gümrük duvarı,ne de üniforması olur.Eğer çocuğunuzun çıktılarından memnun değilseniz,girdilerini değiştirmeği deneyin özellikle sizinle ilgili olanları.Bir alışkanlığı seçtiyseniz onun sonuçlarını da beraberinde seçmiş olursunuz.

29 Eylül 2008 Pazartesi

EZBER EĞİTİMLE EĞİTİLEN TOPLUMUN BEKLENTİLERİ

Ezberle eğitilmiş ,insanlar sorunlarla karşılaşınca ne yaparlar? Kurtarıcı beklerler.

Hata yapmayan iş yapamaz.Kendine güven kendi işini kendin kur.

Başka kurtarıcı arama en iyi kurtarıcı sizsiniz. Kendine saygıda kusur etme!

SAYGIDEĞER OKUL YÖNETİCİLERİ

2008 2009 Eğitim –Öğretim Yılında, Ezbersiz eğitim,Internet Destekli Eğitim,Proje grupları Yoluyla ders işleme,Senaryo Temelli yeni yöntemler düşünüyorsunuz.

Bu yöntemlerin doğru uygulanması, öğrenci ve öğretmenlerin, eğitim sürecindeki yeni rolleri’ni iyi kavramalarına bağlıdır.

Bunun için her sınıfın karşılıklı iki duvarına, kolayca okunabilecek biçimde şunların yazılmasını öneriyorum.

SEVGİLİ GENÇLER

ÖĞRENME SİZİN İŞİNİZDİR, ÖĞRETMENİNİZ DE DAHİL,BUNU SİZİN YERİNİZE KİMSE YAPAMAZ.BUNUN İÇİN:

1- MERAK EDİN

2- NASIL ÖĞRENDİĞİNİZİ KEŞFEDİN.

3- ÖĞRETMENİNİZDEN DE YARDIM İSTİYEREK SİZ ÖĞRENİN

NE KOLAY ÖĞRENEBİLDİĞİNİZE SİZ DE ŞAŞACAKSINIZ!

SAYGIDEĞER ÖĞRETMENLER

ÖĞRENME,HERKEZ İÇİN ÖZGÜN BİR SÜREÇTİR.

İNSANLAR ANCAK İHTİYAÇ VE BUNA BAĞLI İLGİ DUYDUKLARINI ÖĞRENEBİLİRLER

BUNUN İÇİN:

1-ÖĞRETMEYE ÇALIŞMAYIN

2-MERAKLARINI VE BU YOLA İLGİ ALANLARINI GENİŞLETİN

3- ÖĞRENCİLERİN,KENDİ ÖĞRENME STİLLERİNİ

KEŞFETMELERİNE YARDIMCI OLUN

4- ÖĞRENCİLERİN,EĞİTSEL İHTİYAÇLARINI KEŞFETMELERİNE YARDIMCI OLUN

VE LÜTFEN HİÇ BİR ŞEYİ ONLAR ADINA YAPMAYIN.BAKIN NE KADAR KOLAY ÖĞRENECEKLER

YAZAN: M.TINAZ TİTİZ

ÖĞRENME STİLİ BELİRLENMESİ İÇİN BASİT BİR TEST ÖRNEĞİ

Aşağıda, görsel, işitsel,dokunsal ve kinestetik öğrenme stilline sahip çocukların bu özelliklerinin öğrenilmesine yardımcı olacak bir test verilmektedir.

Lütfen aşağıdaki ifadeleri okuyup,size ne derecede uyduğunu işaretleyiniz

1= pek değil 2= biraz 3= çokça

Yanlış ya da doğru cevap olmadığını hatırlayınız….

TEST

1

Sınıfta arkadaşlarımla birlikte tartışarak sohbet ederek öğrenmeyi severim.

2

Kendi kendime düşünüp çalışarak öğrenmeyi severim.

3

Bütün yanlışlarımı öğretmenimin anlatarak düzeltmesini isterim.

4

Temiz ve düzenli bir sıraya sahip olmak isterim.

5

Bence iyi bir öğretmen sınıfa hareketli oyunlar getirir.

6

Fıkra anlatmaktan hoşlanırım.

7

Defterimin içini genellikle resimlerle süslerim.

8

Daha iyi öğrenmek için müzik ve ritmi severim.

9

Ellerimi kullanabileceğim bir şeyler yapmadan hoşlanırım.

10

Sınıfta çok fazla konuşurum.

11

Öğretmenlerim asla çalışmadığımı düşünür.

12

Öğretmenlerim sınıfta çok fazla hareket tetiğimi düşünüyorlar.

13

Boş zamanlarımda okumayı severim.

14

Boş zamanlarımda arkadaşlarımla konuşmayı ve şaka yapmayı severim.

15

Boş zamanlarımda sportif çalışmalar yapmayı severim.

16

Çalışırken sık, sık durur ,başka şeyler yaparım.

17

Boş zamanlarımda arkadaşlarımla el şakası yapmayı severim.

18

Resimli roman okumayı severim.

19

Resimli bulmaca çözmeyi severim.

20

Sessiz okumayı severim.

21

Okumakta olan bir metnin bir kopyasını takip etmesem anlayamam.

22

Yüksek sesle okumayı severim.

23

Masal kitap kasetleri dinlemeyi severim.

24

Anlatmayı yazmayı tercih ederim

25

Harita, poster ve şemalarla anlatılmak istenenleri çabuk kavrarım.

26

Görmediğim şeyi kavrayamam.

27

Aktif olarak katıldığım etkinlikleri severim .

28

Kendi kendime çalışmaktansa öğretmeni dinleyerek öğrenmeyi tercih ederim.

29

Öğretmenlerin sık,sık eşyalara dokunmamam gerektiğini söylerler.

30

Sınıfta tahta silmeyi , pencere ya da kapıyı açıp kapamayı hep ben yapmak isterim.

31

Bir konu bana okunursa kendi okuduğumdan daha iyi anlarım.

32

Gördüklerimi iyi hatırlarım.

33

Olaylar ve /ya konular şematize edilerek gösterilirse daha iyi anlarım.

34

Öğretmen ve veli için değerlendirme anahtarı

2,4,13,18,19,20,21,25,26,32, ‘cü maddelere yüksekçe puan verenler …Görsel ağırlıklı.

1,3,6,8,10,14,22,23,24,28,31’nci maddelere yüksekçe puan veren …İşitsel ağırlıklı.

5,7,9,11,12,,15,16,17,27,29,30’ncu maddelere yüksekçe puan verenler…

Dokunsal/Kinestetik ağırlıklı

GÖRSEL AĞIRLIKLI

  • Video kaset, TV, bilgisayar ve benzeri görsel aletlerle yapılabilecek herhangi bir iş.
  • Bir yere (karatahtaya, kağıt vb) şekil çizimi
  • Resim

İŞİTSEL AĞIRLIKLI

  • Ses kasetleri ve CCL yoluyla yapılan her türlü iş
  • Şarkılar, şiirler,ritm, caz şarkıları.

DOKUNSAL AĞIRLIKLI

  • Cuisenaire(Ezbersizlik) çubukları ,el sanatları, kağıt ve karton işleri.
  • Kabartma haritalar ile çalışma.
  • Mıknatıslı pano (Küçük mıknatıslarla kağıtların tuturulabildiği pano) bez pano (üzerine iğlenerek tuturulabilen pano)
  • Soyut semboller için çevrelenmiş posterler.
  • Kart,kağıt vb malzemelerle çalışma.

KİNESTETİK (HAREKET) AĞIRLIKLILAR

  • Smon diyor ki …gibi oyunlar
  • TPR(Total Physical Response-Toplam FizikiYanıt) faaliyetleri
  • Sınıf içi görevler (ödev gibi)
  • Karatahta başında görevler
  • Yarışmalar

Beyaz Yayınları : M. Tınaz TİTİZ

YETİŞKİNLER İÇİN ÖĞRENME STİLLERİNİN BELİRLENMESİ

SIRA

SORULAR

DEĞ.

1

Uzun sohbetler yapmayı severim.

2

Çalışmaya başlamadan önce masayı düzenlerim.

3

Bir işe yoğunlaşmam gerekse bile, bulunduğum yerde hafif bir müziğin olması beni mutlu eder.

4

Karşımdaki eğri bir tabloyu ya da perdeyi hemen fark eder düzeltirim.

5

Heyecanlı bir konuyu anlatırken genellikle ayağa kalkar ve tüm vücudumu kullanarak anlatırım(Pek yakışıklı olmayacağı için yapmayabilirimde)

6

Fıkra ve masal anlatmaktan hoşlanırım.

7

Hayal ettiklerimi tüm detaylarıyla görürüm.

8

Bir enstrüman çalar veya çalınan bir parçayı kolaylıkla öğrenir ve söylerim.

9

El Sanatları konusunda çalışmalar yaparım ya da bu konuya yatkın olduğumu bilirim.

10

Yakınlarım bazen çok konuştuğum için beni uyarırlar.

11

Çok sevdiğim insanlara el şakası yapmaktan hoşlanırım.

12

Tertipli ve düzenli olmam gerektiği için olurum.Tertip ve düzenin amacı aradığımı hemen ve kolayca bulmaktır.

13

Telefon numarasını biri bana söylüyormuş ya da ben sesli söylüyormuşum gibi hatırlarım.

14

Telefon numarasının ilk tuşuna dokunduktan sonra sanki elim numarayı biliyor gibi geri kalan numaraları tuşlarım.

15

Sevdiğim kişilerle beraberken elimi onların omzuna atarım ya da koluna omzuna dokunurum.

16

Başkalarının hal ve hareketlerini kolaylıkla taklit ederim.

17

Çizgi roman okumayı severim.

18

İleriye doğru planlar yapmayı severim

19

Kavramakta zorlandığım bir konuyu gözümün önünde canlandırarak anlamaya çalışırım.

20

Sessiz okumayı severim

21

Okunmakta olan bir metnin bir kopyasını takip etmesem anlayamam.

22

Yüksek sesle okumayı severim.

23

Müzik dinlemeyi çok severim

24

Bir şeye konsantre olmak istediğimde çevreden gelen seslerden çok rahatsız olurum.

25

Harita, poster ve şemalarla anlatılmak istenenleri çabuk kavrarım

26

Görmediğim şeyi kavramakta zorlanırım.

27

Sportif faaliyetlere katılırım.

28

Bir konuyu okumaktansa birinin anlatmasını tercih ederim

29

Alış verişe gittiğimde ilgimi çeken her şeyi elime alır bakarım.

30

Bir yerde uzun müddet oturursam sağa sola oynar, parmaklarımı çıtlatır, ayağımı sallar ya da parmaklarımı masaya tıklatırım.

31

Ahenkli ve güzel bir konuşmam olduğunu söylerler.

32

Bir telefon numarasını hatırlamak istediğim zaman ,bir yerde yazılmış haliyle gözümün önüne gelir.

33

Tamir işlerinde becerikliyimdir.

YETİŞKİNLER İÇİN ÖĞRENME STİLLERİNİN BELİRLENMESİ

Her testte evet dediğiniz soruları aşağıdaki tabloda daire içerisine aldıktan sonra her daireye 1 puan veriniz”Toplam” sütununa yazarak her stilde aldığınız puanı görmeniz mümkündür..En yüksek aldığınız puandan aşağıya doğru değerlendiriniz. En yüksek aldığınız puan özelliklerini çoğunlukla taşıdığınız belli olur. Örneğin: Toplam sütunun de 11 İşitsel, 9 görsel, 3 Kinestetik demişseniz . İşitsel ağırlıklı ama görsel özellikte taşımaktasınız.

DEĞERLENDİRME TOPLOSU

ÖĞRENME STİLİ

TOPLAM

GÖRSEL

1

3

6

8

10

13

22

23

24

28

31

İŞİTSEL

2

4

7

17

18

19

20

21

25

26

32

KİNESTETİK

5

9

11

12

15

16

14

27

29

30

33

Yazarı: Beyaz Yayınları: Hüseyin Alp. BOYDAK

Sınava Başlamadan Öğrencilere şu Mesajı Veriniz !

Sınavda kopya almak ve vermek hırsızlıktır ve sizler bu hırsızlığı yapmayacak düzeyde onur sahibi çocuklarsınız. Yarınlarda sizlere bu ülkenin birçok imkanını hiçbir gözetim olmaksızın,yalnızca onurlarınıza güvenerek teslim edeceğiz.

Bu nedenle şimdi sizi sorularınızla baş başa bırakıyorum.Sizlere güveniyorum ve güvenimi kötüye kullanmayacağınıza inanıyorum.hepinize şimdiden teşekkür ediyorum.hepinizi böyle bir hırsızlığa tenezzül etmediğiniz için kutluyorum ve hepinize başarılar diliyorum.

Yazan : M. Tınaz TİTİZ