18 Mayıs 2011 Çarşamba

2000 -3000 YIL ÖNCE DÜNYA’DA İNSANIN REFAH SAADETİNİ ÖNDE TUTAN ANLAYIŞ VE YÖNETİM DÜZENİNİ KURAN İLK DEVLETİ UYGUR TÜRKLERİ KURMUŞTUR

Türk dünyası, hatta bütün insanlık Uygurlara çok şey borçludur. 2. bin, 3 bin yıl önce UYGURLAR gelmiş geçmiş en büyük medeniyeti kurmuşlar, dünya insanının refah ve saadetini önde tutan devlet anlayışı ve yönetim düzenini, birçok sanat ve tekniği, en ileri tarım, sulama ve bostancılığı icat etmişler. Sonraki Türk devletlerinin, Osmanlı dâhil büyük başarıları işte UYGURLARDAN GELİYOR.

Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

BAMBU AĞACI TOHUMU GİBİ İNATÇI, YETİŞTİRİCİ KADAR SABIRLI OLUN

Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir. Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur : Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik ?... Bir başarının şartları her zaman çok basittir. Bir süre için çalışın, Bir süre tahammül edin. Her zaman inanın Ve hiçbir zaman geri dönmeyin.

6 Mayıs 2011 Cuma

OKUMALISIN MUTLAKA )

Bir Dost'tan ... Çay'ı çok sevdiğimi söyleyince yaşlı bir teyze anlattı geçenlerd...e bak diye başladı söze ... ......Çayın alt demliği evdeki kaynanadır; devamlı kaynar durur.. Üst demlik evdeki gelindir; alt demlik kaynadıkça o olgunlaşır demlenir... Gelinin kocası ise bardaktır; biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin... Çocuklar çayın şekeridir; tat verir... Görümce ise çay kaşığıdır; arada bir gelir ve karıştırır gider... Kaynataya gelince; o da bardak altıdır; dökülenleri bir araya toplar... Çay deyip te geçmemek lazım demek ki... bi durmak düşünmek lazım .. :)