30 Mart 2013 Cumartesi

GDO'nun bir soykırım aracı olduğu ispatlandı.....




Rusya'daki Ekolojik Tehlikelere Karşı Savunma Günleri'nde sunulan bir çalışma, GDO'lu besinlerin tüketimine bağlı gizli tehlikeleri bir kez daha açığa çıkardı. Araştırmaya göre GDO'lu ürünlerle beslenen insan ve hayvanlar birkaç nesil sonra tümüyle kısırlaşıyor.

Rusya'nın Sesi'nin haberine göre 'Gen Güvenliği Ulusal Birliği ile Ekolojik ve Gelişimsel Problemler Enstitüsü' bilim adamları, normal beslenme düzenlerinin bir parçası olarak, GDO'lu ürünlerle beslenen hayvanların ve insanların, üreme yetilerini kaybettiklerini keşfettilerini açıkladılar.

BİRÇOK ARAŞTIRMAYI KÜRESEL SERMAYE FİNANSE EDİYOR

'Gen Güvenliği Ulusal Birliği ile Ekolojik ve Gelişimsel Problemler Enstitüsü' bilim adamlarının bulgularının, küresel sermaye tarafından finanse edilen araştırmaların aksine GDO ile kısırlık arasındaki ilişkisi çok net bir şekilde ortaya çıkardığı belirtildi.

GDO'lu ürün tüketen canlıların tüketmeyenlere oranla daha fazla kısırlaştığı tespit edilen araştırma bu konudaki iddiaları doğrulamış oldu.

GDO'LU SOYA İLE BESLENEN CANLILARIN CİNSEL OLGUNLAŞMASINDA YAVAŞLAMA GÖZLENDİ

Denek olarak hamsterların kullanıldığı çalışmada, genetiği değiştirilmiş soya fasülyesi tüketiminin sonucunda, cinsel olgunlaşmada yavaşlama eğilimi ve gittikçe üreme yeteneklerinin yok olduğu gözlemlendi. Bir kaç nesil sonra, GDO'lu soya yiyen hamsterlar, temel yetenekleri olan üremeyi kaybettiler.

Araştırmanın yazarlarından biri olan Dr. Alexei Surov:"Bir kaç grup hamster seçtik, onları çiftler halinde kafeslerde tuttuk ve alışmış oldukları besinlerinden verdik. Bir grubun besinine hiçbir şey katmadık, diğer grup genetiği değiştirilmiş bileşen içermeyen soya ile besledik. Üçüncü grup, bir miktar GDO'lu bileşenle, dördüncü grup ise yüksek miktarda GDO'lu bileşenle beslendi" dedi.

GDO'LU ÜRÜNLERLE BESLENENLER BİRKAÇ NESİL SONRA KISIRLAŞIYOR

Sonrasında Dr. Surov ve ekibi, çeşitli yavru gruplarının büyüme oranlarını ve yavrulama sıklıklarını takip etti ve bulgularını, yavruların beslenme düzenleriyle karşılaştırdı. Yavruların çiftleşmesiyle oluşan birkaç nesil sonra, GDO'lu yiyeceklerle beslenen yavruların tamamen kısır hale geldiği gözlendi.

"Yavrulardan yeni çiftler seçmeye ve onları aynı şekilde beslemeye devam ettiğimizde, çok ciddi bir etki olduğunu fark ettik. Bu grupların büyüme hızı daha yavaştı ve cinsel olgunlaşmaya daha geç eriştiler. Onların yavrularından alarak, 3. nesil çiftler oluşturduğumuzda, genetiği değiştirilmiş besinler tüketen bu grup yavrulamayı başaramadı. Ve bu çiftlerin, yavrulama yeteneğini kaybetmiş olduğu kanıtlandı."

GDO'lu besinlerin yaygın tüketimi, gelecek insan nesillerinin kısırlaşmasına neden olur mu?

Avusturya kaynaklı bir çalışma, genetiği değiştirilmiş mısırla beslenen farelerde benzer bir zararın oluştuğunu ortaya çıkardı. Genetiği değiştirilmiş mısır yiyen farelerde, anında ortaya çıkan etkilerden biri, yavruların normalden düşük ağırlıklı olarak doğması. GDO ile beslenen farelerden oluşan, 3. ve 4. nesiller tamamen kısır hale geldiler.

Amerika'daki bazı çiftçilerde, genetiği değiştirilmiş ürünlerle beslenen domuz ve ineklerde kısırlık oluştuğunu bildirdiler. Hindistan'da ise, genetiği değiştirilmiş pamuk tohumu ile beslenen mandalarda kısırlık ve başka ciddi problemler gözlendi.

Kaynak: "Russian Scientists Discover GMO's Cause Animals to Lose their Ability to Reproduce", geochangemag.org, çev. Ayşe Alp, yaklasansaat.com

23 Mart 2013 Cumartesi

ZENGİNLİĞİN ÜZERİNDE YATAN FAKİR HALKIMIZ,




 Zengin kaynaklara sahip olmak yeterli değil, bu kaynakları zenginliğe dönüştürecek maharete sahip olmak gerekir.
Shell Firmasında 20 yıl genel müdürlük yapmış olan Antony ROBİNSON’UN dediği gibi”Bütün Amerikan Petrol Şirketleri bilir ki, yapılan araştırmalar TÜRKİYE’NİN  bir petrol denizi üzerinde olduğunu gösteriyor.”Çekilen uydu fotoğraflarıyla da bu tespit edilmekte, bilhassa 5.000 metreden sonra yoğun petrol yatakları görülmektedir. 1980 yıllarında, yabancılarla yapılan petrol anlaşmalarında 5.000 metreye kadar inilmesi planlanmışken 300 metrede  aramalar bırakılmış, petrol bulunan yerlerin de üzerine çimento dökülmüştür. Bugün çimento dökülen kuyularda yapılan çalışmalarda petrol fışkırmaktadır. Ayrıca Türkiye’de petrol aramak için ayrılan  bütçenin çok az olması da ,bu kaynakların ortaya çıkmasını istemeyen küresel güçlerin etkinliğinden kaynaklanmaktadır.

KAYNAK: Prof. Dr.Haydar BAŞ’IN  Yazdığı” MİLLİ EKONOMİK MODELİ “kitabinin  307 sayfasından alınmıştır.