29 Eylül 2007 Cumartesi

BİLGİYİ HATIRLANABİLİR VERİN

İnsan hafızası,basit olduğu kadar da karışık bir depolama ünitesidir.Hafızamıza bir bilgi kaydetmeden önce onu hazmetmemiz,nereye koyacağımızı analız etmemiz gerekir.Dosyalanması kolay olan bilgi,bundan dolayı kolay hatırlanır.Bilginin boyutu ne kadar büyük olursa ,hazmedilmesi depolanması da o kadar zor olur.Mesajınızı dinleyicilerin Tanımlayabileceği bir tarzda iletirseniz, daha kolay hatırlayacaklardır. Bunun iki sebebi vardır. BİRİNCİSİ: Sizin düşüncelerinizle kendi tecrübeleri arasındaki benzerlikleri fark edince, bu tecrübeyi hafızalarından geri çıkartırlar, yani ilgili dosyayı bulmuş olurlar. Bunun için yeni bir bilgi eklenmesi daha kolaydır. İKİNCİSİ OLARAKTA: Aşına oldukları düşünceler onların dikkatini daha çok çeker. Çünkü böylelikle kendi deneyimlerini hatırlarlar ve bunu yaparken çok az bir çaba sarfetmiş olurlar. Bu arada, durum incelemesinde de görüldüğü gibi, verdiğiniz bilgiyi onlar için faydalı bir hale getirirsiniz, hatırlamaları için bir sebep daha olmuş olur. Tekrarlama da anahtar bir noktayı pekiştirmek için faydalı olabilir ama siz onu farklı ortak deneyimleri kullanarak göstermeye çalışın. Böyle yaparsanız dinleyici aynı noktayı iki farklı şekilde hatırlama yönünde teşvik edebilirsiniz. Aynı bilgiyi zihnin farklı bölgelerine depolayabilirler. Dinleyici analizleri, anahtar noktalarınızı aktarırken kullanabileceğiniz ortak tecrübelere, endişe ve ihtiyaçlara yönelik ipuçları sağlayabilir. Her ne kadar konular onların deneyimlerinin ötesinde olsa bile, sağduyularının ve mesleki, sosyal geçmişlerinin yardımı ile durumu anlayabilirler. Anahtar noktalarınızı ne kadar çok canlı ve ilginç örneklerle aktarırsanız, dinleyicilerin anlama ve hatırlama seviyelerinde o kadar çok artacaktır.Eğer çok fazla istatistiki bilgi vermek ve destekleyici delil sunmak zorunda kalacaksanız, bunları sunumun sonunda yazılı bir şekilde katılımcılara dağıtmak da fayda vardır.Sunumunuzu kısa ve net tutun.Aksi takdirde etkisini sulandırmış olursunuz. Kaynak :Sunum Yapma Yazarı: Michael STEVENS

Hiç yorum yok: