22 Ağustos 2007 Çarşamba

HAYATIN YASASI

Olayı nasıl yorumladığımız duygularımızı ve tutumumuzu belirliyor. Benzer bir olay bir insanı çökertirken diğer insanı güçlendirebiliyor. Yaşamın mucizesi bize yapılan övgüyle göklere uçmadığımızda ve eleştiriyle çökmediğimizde gerçekleşiyor. Hayatın yasasında da fizik yasasında da dualite vardır. Tıpkı bir mıknatısın iki kutbu gibi. Mıknatısın bir kutbunu, örneğin negatif kutbunu ortadan kaldırmaya çalışırsanız, yine de diğer kutbu takip etmeye devam eder. Her birimizin iki tarafımızı da -karanlık ve aydınlık yönlerimizi- kabul edip kendi yararımıza kullanmasını öğrenmeye “ruhsal gelişme” diyoruz. Olumsuzlukları da olumlular gibi olgunlukla karşılamak gelişkin insanın tutumudur. Yağmurlu günü de güneşli gün gibi kabul etmek bizim yaptığımız bir seçim, bir bakış açısıdır. Bizi mutsuz eden şey yağmur değil, yağmura karşı takındığımız tutumdur. Realitemizi seçimlerimizle yaratıyoruz. Olan şey bizi belirlemediğinde Oluş’un bilincini kazanmaya başlıyoruz. Oluş bilinci her birimizin içinde çekirdek halinde var. Oraya hiçbir acı dokunamıyor. İnsanın hayatını değiştirebilmesinin ilk basamağı farkındalıktır. Başımıza kötü bir şey geldiğinde de seçimimiz var… Daima seçim yapma gücüne sahibiz. Olayı nasıl yorumladığımız duygularımızı ve tutumumuzu belirliyor. Benzer bir olay bir insanı çökertirken diğer insanı güçlendirebiliyor. Örneğin eşini kaybeden bir ev kadını altı yıldır depresyon içinde yaşarken, bir diğeri ayakları üzerinde durmayı öğrenerek kendisine hem meslek kazandırdı hem de kendisini geliştiren arkadaşlıklar kurmayı başardı. İlk kadın “neden benim başıma geldi” diye hayıflanıp, kendisine acıyan, kaderi suçlayan bir tutum sergilediği için hala depresyonda. İkinci kadın ise olanı kabullenip hayata devam etmeyi ve kendine yeni bir hayat yaratmayı seçti. Bir şeyi tekrarlamak zihnin programlanmasını sağlıyor. Tekrar çok önemli. Bir dili öyle öğrenmiyor muyuz? Öğrendiğimiz her şeyi tekrarlayarak öğrenmiyor muyuz? Biz ruhu olan bedensel varlıklar değil, bedeni olar ruhsal varlıklarız. Ruhsal gelişim denilen şey, aslında kendi önümüze düşünce ve inanç kalıplarımızla koyduğumuz engelleri ortadan kaldırmaktır. İlk basamak farkındalık. İlk farkındalık, artık böyle yaşamak zorunda değilim diyebilmektir. Artık bunu yapmak zorunda değilim. Artık böyle düşünmek zorunda değilim. Artık böyle davranmak zorunda değilim. Artık kendimi suçlu hissetmek zorunda değilim. Artık şöyle yaşamayı seçiyorum.Artık şöyle yapmayı seçiyorum.Artık böyle davranmayı seçiyorum.Artık suçluluk duygusu yerine hatalarımdan ders almayı seçiyorum. Kendinize yeni bir vizyon belirlediğinizde bu vizyonu en az 21 gün tekrarlayarak zihinsel programlama yapmanız çok önemli. 21 gün sonra eski sizle yeni siz arasındaki farkı görmeye başlarsınız. Ama bu bir başlangıç… son değil. Einstein’e göre deliliğin tanımı “Yine aynı şeyi yapıp bu kez farklı sonuç beklemek”. Bu tanıma göre insanların neredeyse hepsi deli. Çünkü hepimiz bunu yaptık ve yapıyoruz. Kendimize farklı bir hayatı layık görüyorsak, farklı düşünmeye başlamak ilk adım. Sevgiyle Kalın hoşça Kalın.

Hiç yorum yok: