22 Ocak 2013 Salı

HİDROKARBON İNSANI;


                                      

Macera bir dizi rastlantı ve bir kişinin azmi sayesinde başladı: George Bissell. New Yorklu bir avukat olan
Bissell Pennsylvania’dan geçerken insanların bazı birikintilerin yüzeyinden paçavralarla bir tür yağ topladığını gördü. Kaya yağı denen bu yanıcı maddenin “ Seneca yağı” adıyla her derde deva bir kocakarı
ilacı olarak kullanıldığını duymuştu. Birden aklında bir şimşek çaktı. Acaba bu yağ ilaç olarak değil de aydınlatmak amacıyla kullanılabilir miydi?
Bissell sonraki altı yılını bu hedefe ulaşmaya harcadı. Fikir, diğer yatırımcıların da ilgisini çekti ve aralarında
bir grup oluşturdular. Grup, 1854’te Yale Kimya Profesörü Silliman’dan yağın aydınlatma ve yağlama yağı olarak özelliklerini araştırmasını istedi. Silliman’ın 16 Nisan 1855 tarihli raporu petrol sektörünün dönüm noktası oldu. Raporda yağın tamamen karbon ve hidrojenden oluştuğunu, değişik kaynama noktalarında
farklı ürünlere ayrıştığını ve bunlardan birinin rahatlıkla aydınlatmada kullanılabileceğini ifade ediyordu.Kaya Yağına bu kadar umut bağlanmasının sebebi tamamen ihtiyaçtan kaynaklanıyordu. Sanayi devriminin
doğurduğu nüfus artışı ve ekonomik kalkınma, hayvansal veya bitkisel yağa batırılmış fitilden farklı biraydınlatma maddesine olan talebi arttırmıştı. Taş kömüründen elde edilen Havagazı ancak kentlerin ve zenginlerin evlerinin aydınlatılmasında kullanılıyordu. Çeşitli maddeler üzerinde yürütülen araştırmalarsonradan petrol sanayinin temelini teşkil edecek olan arıtmanın (rafinerilerin) gelişmesini sağlamıştı.
Kanadalı Jeolog Abraham Gesner Asfalt ve benzeri maddelerden yağ elde etmeyi başarmış ve buna yunanca“Keros “ (balmumu) ve Elaion ( yağ ) kelimelerinden yola çıkarak “ Kerosen” adını vermişti. 1850 lerde Amerikanın çeşitli kentlerinde ve İngiltere’deki rafinerilerde başlıca taş kömüründen olmak üzere yılda 5milyon dolarlık kerosen üretiliyordu. Petrol insanoğluna yabancı bir madde değildi. Orta Doğu’nun çeşitli bölgelerinde kayalardaki çatlaklardan
gazla birlikte sızan bitüm adlı bir madde Mezopotamya’da M.Ö. 3000 yılından beri ticari meta muamelesi görüyordu. Babil ve Eriha’nı duvarlarında çimento, Nuh’un gemisinde ve Musa’nın sepetinde macun,yollarda asfalt döşeme, evlerde ilaç, savaşlarda silah olarak kullanılıyordu. Ateş almış gaz sızıntılarına kutsal
ateş diye tapılıyordu.
KAYNAK: www.ozetkitap.com.( PETROL, PARA VE İKTİDAR ARAYIŞ DESTANI)

Hiç yorum yok: