“Elektrik hızı” ile gelişen teknolojilere ayak uydurma çabasındaki
beyinlerimiz, yeni ve karmaşık sistemleri anlayıp keşfetme konusunda
eğitiliyor. Her türlü elektronik zımbırtıyı kısa sürede çözümleyip kullanmaya
başlayabilen yumurcaklara hayranlık duyarız. Onlar okudukları kullanım
kılavuzlarını anında ezberledikleri için becermiyorlar bu isi, yeni
teknolojileri keşfetmeye yarayan mantığı ve genel kuralları kavradıklarından
başarılı oluyorlar. Bilişim uzmanları, etkili öğrenimin, öğrencinin kavrama
yeteneğinin sınırlarında gerçekleştiğini söylüyorlar. şöyle açalım; öğreti çok
kolaysa öğrenci sıkılıveriyor, zorsa ilgisi kayboluyor.
Ama öğreti, onların kavrama yeteneğinin sınırlarına yakın bir zorluk
derecesine sahipse, çocuk dikkatini teksif edebiliyor ve ilgisi kalıcı oluyor.
Video oyunlarının tasarlayıcıları da bu “yetenek nizam”ından yararlanıyor;
oyunu zor yap, kimse almaz, kolay yap, satılmaz ama yetenek sınırlarına
dayanan zorlukta bir oyun her zaman is yapar. Teknolojik ürün üreticileri de
aynı prensibi uygular. Yeni teknoloji içerikli ürünler bir anda piyasaya
sürülmez. Bunlar, tüketiciyi alıştırmak için aşama, aşama ama sık aralıklarla
piyasaya sürülür. Beyinler böylece adapte olmaya adapte olunca, karmaşık
sistemleri kavrama yeteneğimiz sürekli yükselen bir eğri çizer.
Nöroloji biliminin ortaya koyduğuna göre beynimizin yeni macera ve
kesif arayışlarına tahsis edilmiş özel mekanizmaları mevcut. Bizler, problem
çözen yaratıklarız, halledilmesi gereken bir problemle karsılaşınca onu
çözünceye kadar kafa patlatmaya uygun olarak programlanmışızdır. Eğer
bazılarının savunduğu gibi beynimizin temel isteği, başıboş, tembel ve zekâ
faaliyeti gerektirmeyen ucuz eğlenceler olsa idi video oyunları her geçen gün
biraz daha kolaylaştırılırdı. Neden tersi oluyor? Zorlaşıyor çünkü bu zorluğu
talep eden bir piyasa ve bu piyasanın iyi bir getirisi var. Zorlaşıyor çünkü
beynimiz zorlanmayı seviyor.
Kaynak: Kötü Olan Herşey Sizin İçin İyidir Kitabından alınmıştır
YAZARI: UĞUR YÜCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder