25 Eylül 2011 Pazar

YAŞAMIN BÜYÜK SIRRI



Gençlik çağı, insanın kendisini kanıtlama çabası içinde geçer. İçinde hırsları, hayalleri ve onu diğer insanlardan ayıran özellikleri olan bir genç, ne yapıp edip bunu ortaya koymalıdır. Kendisini kanıtlamadan hiç kimse ona ayrıcalık tanımaz. Bu yüzden genç bir insan için en önemli şey başkalarının onu nasıl gördüğü ve onunla ilgili olarak ne düşündüğüdür. Bu izlenimleri olumluya çevirmek için didinir durur. Peki bu didinme ne kadar sürmeli? Yani bir insan kaç yaşına ya da ne zamana kadar kendini kanıtlamakla uğraşmalı? Bu sorunun cevabı yaşamsaldır ve kişiden kişiye değişir. Belli bir yaşta insanın kendisini kanıtlama çabası, kendini anlama çabasına dönüşmelidir. Ne var ki bazıları yaşlanır ama olgunlaşamazlar; ömürlerinin sonuna kadar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü en önemli konu olarak kalır. Beğenilmek, sevilmek ister ve bütün güçleriyle bunu sağlamak için uğraşırlar. Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlarlar. Bu aşamada kişinin "nasıl göründüğü" sorusu önemini kaybeder; bunun yerine kendisinin "dünyayı ve insanları nasıl gördüğü" öne çıkar. Değeri ölçülmeye çalışılan kişiden, değer ölçmeye geçiş aşamasıdır bu. O kişi artık yarışta değil, jüridedir. Altın değil sarraftır. Aktör değil, yönetmendir. Karatı ölçülen taş değil, kuyumcudur. Ve bütün bunlar eğer bir iç disiplinin tutarlılığını taşıyorsa, o kişi dünyanın nirengi noktalarından birisi olur. Çevresindeki insanlar için bir ayar haline gelir. Bir terazidir, bir ölçüdür. Bazıları bu noktaya hiç gelemeden ölür ve son sorusu "Acaba beni beğeniyorlar mı?" olur. Bazıları da iç dünya zenginliği sayesinde manevi birer otorite mertebesi kazanırlar. Birinciler telaşlıdır, ikinciler sakin. Birinciler hırs-ı piriye kapılmıştır; ikinciler, evren içindeki insanoğlunu hangi ölçekte değerlendireceklerinin farkındadırlar. Yaş insana olgunluk ve bilgelik getirmeli. Her yıl dünyaya biraz daha olgun gözlerle bakmalıyız. İnsan yaşamının en büyük sırlarından birisi budur. Yeni yılınız kutlu olsun! Zülfü Livaneli 31 ARALIK 2005- VATAN