25 Şubat 2009 Çarşamba

Başarının sırrı istemektir.

Kişi kendini değiştirme kararı vermediği sürece hiçbir eğitim ve yönetim metodu başarıya ulaşamıyacaktır. Sen kendini değiştirirsen dünya seni izliyecektir. Sinan ERGÜN

3 Şubat 2009 Salı

Adam SMİTH Kim?

1723’te İskoçya’da Kirkaldy’de doğduğunda geçerli ekonomik sistem Merkantilizimdi ( Din adına savaş yapılır, fakat asıl amaç o ülkenin topraklarını alarak ,değerli madenlerini ele geçirme veya o ülke insanlarından vergi alma biçiminde ki ekonomik sistemdi). Ekonomiler henüz yarı takas yarı para ekonomisi durumundaydı.1751 yılında Glasgow Üniversitesi’nde Ahlak Felsefesi kürsüsü başkanı olarak ahlak felsefesi dersleri vermeye başladı. Dönemine göre öyle ilginç şeyler anlatıyordu ki dünyanın her köşesinden öğrenciler onun derslerini dinlemeye geliyorlardı. 1759’da yayımlanır yayınlanmaz büyük bir ilgiye yol açan Ahlak Felsefe Teorisi(The Theory of Moral Sentiments) adlı kitabı piyasaya çıktı. Ona asıl büyük ün getiren kitabı ULUSLARIN ZENGİNLİĞİ (An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations) 1776’da yayımlandı Kitap, kapitalizmin esaslarını ortaya koyuyor, üretimin dayanaklarını çerçeveliyordu. Kapitalist sanayileşmenin alt yapısını oluşturan işbölümü ve uzmanlaşmaya ilk kez bu kitapta değiniliyordu. Kitap, kapitalizmin çerçevesini çizmesinin yanı sıra, o zamana kadar ahlak felsefesininin bir parçası olarak ele alınan ekonominin de ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına yol açıyordu. Kapitalizmin temel felsefesi, her şeyi piyasaya bırakınca görünmeyen elin her şeyi düzenleyeceği yaklaşımıdır. . Piyasa ,bireylerin kendi çıkarlarını maksimize etmek üzere bir araya geldikleri ve bu yolla toplumsal refahı maksimize ettikleri yerlerdir. Kapitalizmin ekonomik yaklaşımı, yukarıda değindiğimiz gibi, klasik ekonomi okulu diye adlandırılıyor.Klasik ekonomi okulunun temel yaklaşımlarını şöyle özetlemek mümkündür. 1-Ekonomi tam istihdam durumunda denge halindedir. Bu dengeden sapmalar geçici olgular olarak ortaya çıkar.ücretlerin piyasada belirlendiği bir ekonomide tam istihdamdan başka bir denge söz konusu olamaz. 2- Piyasada her aktör kendi çıkarını ( tatminini) azamiye çıkaracak şekilde davranır. Böylece toplumun çıkarları da (refahı) azamiye çıkarılmış olur. 3-Ekonomide ücret ve fiyatlar esnektir. Aslında tam istihdam düzeyindeki uzun dönemli dengeyi sağlayan da bu esnekliktir. Emek ve fiyatı olan ücretler yükseldiğinde emek talebi düşecek, düşen talep ücretlerin düşmesine ve giderek ucuzlayan emek talebinin artmasına ve işsizliğin otomatik olarak azalmasına yol açacaktır. Mal ve sermaye piyasalarında ise bu denge esnek fiyatlar ve faizler sağlayacaktır. 4- Her arz kendi talebini yaratır( Say Kanunu). Ekonomide uzun dönemde bir üretim fazlası olması söz konusu değildir. Kısa dönemde ortaya bir arz fazlası çıkabilir. Bu durumda talep eksikliğine bağlı olarak mal ve hizmet fiyatları düşürecek, fiyat düşüşü talep artışına ve dolayısıyla ve talebin yeniden dengelemesine yol açacaktır. 5-Piyasa dengesizlikleri ve tam istidam dengesinden sapmalar kısa dönemli olgulardır. Yukarıda değinilen esnek ücret ve esnek fiyat mekanizmalarının işlenmesi sonucu piyasalar tekrar dengelenir ve bu , uzun dönemde ekonominin tekrar asıl dengesi olan tam istihdam düzeyine ulaşmasına neden olur. 6-Ekonominin kendi kendini düzelten mekanizmalara sahip olması nedeniyle, devletin ekonomiye, dengesizlikleri gidermek amacıyla karışmasına gerek yoktur. Devletin ekonomiye karışması dengesizlikleri daha uzun süreli kılar ve kaynaklar dağılımını olumsuz etkiler. Bu nedenle ekonomiye devletin karışmasını ortadan kaldıracak şekilde”en iyi bütçe denk bütçe, en iyi vergi kaynak dağılımını etkilenmeyen vergidir”. 7-Para, gerçek (reel) ekonomik faaliyetlerin yalnızca bir aracısıdır. Diğer mallardan bir farkı olmayan paranın da talebini ve dolayısıyla fiyatını arz belirler. 8-Dış ticarette uluslar arası uzmanlaşma ve işbirliği mümkün olduğunca geliştirilirse bundan her ülkenin yararlanması söz konusu olur(David Ricardo’nun mukayeseli üstünlük teorisi) Bu yaklaşımlarının çoğunun doğru olmadığı 1929 bunalımıyla ortaya çıkmış ve KEYNES tarafından kanıtlanmış olmasına karşın, aradan bir süre geçtikten sonra yeniden aynı yaklaşımlara geri dönülmüş, bunda monetaristlerde ve yeni klasik okul da etkili olmuştur. Dünyanın bir yılda yarattığı gelir 55,5 trilyon dolar. Dünya dolanımında bulunan tahvil,bono ve benzerlerinin toplam değeri ise bunun 2,5 katı dolayında yani yaklaşık olarak 145 trilyon dolar.Dünya bir yıllık gelirinin 2,5 katı borçlu olduğunu söylemek mümkün.Bu andaki krizin nedeni de bu borç para. KEYNES ‘E göre bu krizden çıkmanın yolu yeniden karma ekonomiye geçme ,çark çalışınca özelleşme, krize girerken karmaya baş vurma. Japonya bu krize 1990 yılında girdi dünyanın en büyük bankaları sayılan Japon bankaları battı. Bu yazı : Dr Mahfi EĞİLMEZ ‘IN Küresel Finans Krizi Kitabından alınmıştır. • Kapitalizmin temel yasası ya sen ya da bendir. İkimiz birden değil. • Yükselen bir piyasada her yönetici başarılı görünür. • Devletin ekonomiye bakışı birkaç sözle özetlenebilir. Hareket ediyorsa vergilendir, hareket etmeye devam ediyorsa kurallara bağla, hareket etmesi durmuşsa sübvanse et. • Komşunun tavuğu komşuya kaz gözükür. • Küresel finansal kriz hakkında bildiğimiz bir şey bilmediğimizdir. • Kapitalizm insanları yok eden ama binalara zarar vermeyen yeni bir silah icat etti: BORSA • Dikensiz gül olmaz. • Kara gömülen ceset bir gün ortaya çıkar. • Kumarda tanrılar bile kazançlı çıkmaz. • Para ayıpları örter. • Uçurumun kenarında atın yularını çeksen de yararı yok. • Bize bir şey olmaz. • Beleş peynir fare kapanında olur. • Kazanç büyüdükçe risk de büyür. • Birinci kural kaybetmemek, ikinci kural birinci kuralı unutmamaktır.